İnsanoğlu kendine her daim fazla katı davranır.
Bu hep böyleydi ve kolay kolayda değişmez.
Toplumun devamlı artan beklentileri yüzünden sürekli çalışma modunda olmaya mecbur olduğumuzu düşünürüz.
Kaldı ki çevremizin beklentilerini karşılayamadığımız taktirde bunu zayıflılık olarak görür ve kendimiz hakkında şüpheye düşeriz.
Bu durum, kendimize uyguladığımız baskıdan dolayı, ihtiyaçlarımıza vakit ayıramamamıza veya onları 2. sıraya koymamıza neden olur.
Ancak uzun vadede bu davranışımız sağlık problemlerine neden olabilir ve bunun sonucunda yaşam kalitemiz düşer.
Hareket etmek ve sağlıklı ve dengeli beslenmek yaşam kalitemizi arttırır, çünkü bedenimizin ve ruhumuzun bu şekilde günlük stressten uzaklaşması ve dinlenmek için zaman ve mekan yaratmış oluruz.
Doğru beslenmek ise hem bedenini sağlıklı yapar hem de günlük koşuşturmaların üstesinden gelebilmen için sana ihtiyaç duyduğun enerjiyi verir.
Fakat tüm bunları uygulamak söylendiği kadar kolay değildir.
Bir koç günlük koşturmalarda, sana kendini ve hedefini hatırlatır.
Bu hayatta sağlığından ve kendinden daha önemli hiç bir şeyin olmadığını hissettirir.
Sürekliliği yakalayabilmek için ve var olan zorlukları aşabilmen için sana önerilerde bulunur.
Bir koçla kendini asla yalnız hissetmezsin.
Koçun için sadece sen, sağlığın ve hedefin vardır.